Rüya Kütahya’da bitti!

Bu sezonu namağlup lider bitirmeyi öyle istiyordum ki… Ligi ne olursa olsun, ister süper, ister amatör… Düşünsenize, yıllar sonra konuşurken ‘hani o namağlup şampiyon olduğumuz sezon…’ diyoruz. Ama olmadı. Kütahya’da bu rüyadan uyandım.

Avatar photo Celil İnce10 saat önceSon güncelleme 09 Mart 2025 - 22:32

1989 yılında Bursaspor’un ikinci lig takımının peşinden Kütahya’ya gelmiştim.

Ligin son maçında Kütahya’dan aldığımız galibiyet sonrası şampiyon biz olmuştuk ama sağ olsun İbrahim Yazıcı, lige katılım hakkını Bursa’da bir başka kulübe devretmek gibi alternatiflere kapıyı kapatmış, federasyondan para alıp işi o güzelim takımın işini bitirmişti.

Aynı kulübün aynı ligde iki takımı olamayacağı için, lige ikinci sıradaki Bakırköy alındı.

Ne üzülmüştüm o takıma?

Şampiyon olduğumuz ligin o son maçında Kütahya’da her yer yeşil beyazdı…

Unutulmaz bir gündü benim için…

 

1898 YILI GİBİ UNUTULMAZ BİR GÜN OLDU KÜTAHYA’DA

Bugün de unutulmaz oldu.

İçimden hep bu sezonla ilgili namağlup şampiyon olmak geçiyordu. Bunu çok istiyordum.

Ligi ne olursa olsun, süper, iki, üç, amatör; ‘Namağlup şampiyon olduk, o sezon’ demek istiyordum yıllar sonra…

Olmadı…

Böyle futbolla olamazdı da…

Neden olamayacağını bu yazının bütününde anlatmaya çalışacağım.

 

KÜTAHYA TAKIMI VE ŞEHİR ÇOK MOTİVE OLMUŞ

Kütahya şehrine maça iki saat kala geldik. Belli ki şehir takımına sahip çıkıyor, destekliyor.

Caddeler, sokaklar Belediye Kütahyaspor bayrakları ile donatılmış.

Dumlupınar Stadı etrafında konuştuğumuz bazı taraftarlar, birçok Kütahyalı’nın Bursaspor’u seyretmek için de stada koşacağını söylüyordu.

Öyle de oldu.

Maça yarım saat kala tribünler tıklım tıklım doldu.

Şehir bu maça inanılmaz motive olmuş.

Takımları da öyle…

Daha maçın 45.saniyesinde golü buldular.

Bursaspor’un saha içinde göstereceği reaksiyona merakla baktım.

Ona geçmeden önce buraya bir virgül koyup, Pablo Martin Batalla’nın ilk on bir tercihinne dair notlarımı yazmalıyım.

 

TAHİR VE VEFA KADRODA YOK

Tahir Babaoğlu gribal enfeksiyon nedeniyle Vefa Temel de sakatlığı sebebiyle maç kadrosunda yoktu.

Bu bilgiyi maç anında aldık.

 

VEFA YOKSA, BERKAN KESKİN İKİNCİ KONTENJAN!

Pablo Martin Batalla, Vefa olmadığı için Abdullah Tazgel’le birlikte ikinci kontenjan tercihini O’nunla yapamadı. Bundan dolayı Berkan Keskin’i sağ beke koyup Hamza Gür’ü kesmek zorunda kaldı.

Bu tercih taktiksel veya Berkan’ın formayı hakettiği anlamında bir tercih değil, bir zorunluluktu bana göre.

Halbuki geldiği ilk maçta iyi bir görüntü verdikten sonra Berkan Keskin, forma giydiği her dakika bizi diken üstünde tuttu.

Muşspor maçında bir savunmacı olarak havuza öyle bir top indirdi ki, rakibe asist olmuştu.

Kütahya maçında da ilk golde topu uzaklaştırmakta gösterdiği acemilik erken gole; bizim demoralizasyonumuza rakibin ekstra motivasyonuna sebep oldu.

Konteanjan şartı nedeniyle 45 dakika katlanmak gerekiyordu öyle de oldu.

Sahada olduğu süre içinde Berkan çok kötü bir oyun sergiledi. Hataları ve kesemediği rakip ataklar, sağ kanadımızdan rakibin etkili gelmesine sebep oldu.

İkinci yarıda Hamza Gür yerine sahaya sürüldü.

 

ORTA ALANDA YİĞİTALİ VE FURKAN İLE BEKLEDİĞİMİZ DİRENCİ BULABİLDİK Mİ?

Pablo Martin Batalla orta alanda Sedat Cengiz’i kulübede oturttu. İlk on birde şans vermedi.

Şöyle düşünmüş olmalı; ‘Musa Çağıran, Yiğitali Bayrak ve Furkan Özyapı ile orta alanda daha dirençli, rakibi durdurmaya daha uygun bir oyun çıkartırım.’

Çıkarttı mı?

2-0’a kadar değil.

 

SEDAT GİRİNCE EN AZINDAN OYUNUN OFANSİF YÖNÜNÜ OYNAMAYA BAŞLADIK

Hatta 27.dakikada Taha Can Velioğlu’nun sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kaldığı anda başka bir tercihte de bulunabilirdi.

Ama Sedat’ı tercih etti.

İyi de yaptı.

Sedat girince Bursaspor oyunun hücum tarafını oynamaya başladı.

O ana kadar ne hücum ne de savunma tarafını oynayabiliyordu.

Bu dakikadan sonra 4-2-3-1 dizilişinde, Musa Çağıran, Mehmet Yiğit’in yanında ikinci stoper oldu Yiğitali Bayrak ve Furkan Özyapı savunma dörtlüsünün önünde iki ön libero gibi oynadılar.

Sedat Cengiz serbest bir 10 numara oldu.

Kanatlarda İlhan Depe ve Kaptan Ahmet İlhan Özek, zaman zaman yer değiştirerek oynadılar.

 

SOL VE SAĞ BEKİMİZ KÖTÜ OYNADILAR

Sezon başında Abdullah Tazgel ile sol bekte, Eren Tunalı ile sağ bekte epey sıkıntı çektiğimiz maçlar olmuştu.

Sonra Tazgel toparladı, iyi maçlar da çıkarttı.

Eren de 12 maçta forma giydi ve devre arası takımdan ayrıldı.

Ama Kütahya’da Abdullah Tazgel solda Berkan Keskin sağda öyle kötü bir ilk yarı çıkarttılar ki, Kütahyaspor hızlı çıkıp bizi savunmada az adamla yakaladığı ataklarda, son paslar ve vuruşlarda yüksek yüzdeli olsaydı, skor farkı çok olurdu.

 

HAMZA GÜR VE BORA YILMAZ HAMLELERİ

Pablo Martin Batalla’nın elinde yapabileceği hamleler Hamza Gür, Bora Yılmaz’dı.

O hamleleri yapıp Zeki Dursun’a kadar indi.

Ancak Kütahya’da kimse korktuğumuz sonu engelleyecek bir gününde değildi.

İkinci yarıda oyunu Kütahyaspor ceza sahasına yıktığımız anlardan gol çıkartamayınca, ev sahibinin direnci arttı.

Üstelik ceza sahası bölgesinde yapılan top kayıpları sonrası, savunmada az adamla yakalanıp büyük boş alanlar bıraktık.

Kütahyaspor bunları değerlendirmekte tecrübeli ayaklara sahip olsa, halimiz per perişan olurdu.

 

SEMER HEP MÜCAHİT CAN AKÇAY’IN SIRTINDA…

Mücahit Can Akçay’la ilgili de birkaç cümle kurayım.

Bu kardeşimiz son derece iyi niyetli, saha içinde tüm varlığıyla mücadele etmeye çalışıyor. Üstelik sezon başından bu yana santrfor mevkinin tüm yükü kendisinde.

Muhammet Demir’den ve Tahir Babaoğlu’ndan verim alınamadığı için semer hep Mücahit’in sırtında oldu.

Bu O’nun için aslında bir şanstı.

Daha çok gol atabilir, futbolunu geliştirebilirdi.

Ancak Mücahit gol vuruşu iyi olan tipik bir 9 numara değil.

Yine öyle toplar ezdi, öyle pozisyonlar harcadı ki, O’ndan beklediğimiz golü yapmak dışında her şeyi yaptı.

Kuşadası maçında sarı kart cezalısı, yok. Ama ondan sonra yine Mücahit’e mecburuz.

 

TECRÜBELİ AYAKLARDAN BİR ETKİ BEKLEDİM

Ne yalan söyleyeyim, 80.dakikaya kadar içimde hep bir umut vardı, geri dönüşle ilgili…

Şöyle düşündüm; Musa Çağıran ve İlhan Depe gibi tecrübeli isimler, skora etki edecek bir şey mutlaka yapacaktır.

Ama olmadı, yapamadılar.

 

SEZON BAŞINDAN BU YANA İYİ FUTBOL…

Yenilgi sonrası Bursaspor’un futbolunu eleştiren kişi değilim.

Sezon başından bu yana ağzımda tüy bitti;  SporBursa YouTube Kanalımızdaki programlarda söyle söyleye, burada yaza yaza…

Bursaspor, namağlup lider gidiyor ama futbol adına iyi şeyler vermiyor bize…

Oysa biz iyi futbol oynamalıyız, iyi futbol oynayarak kazanmalıyız.

Her 15 günde bir stada gelen 45 bin kişiye, ekranları başındaki yüzbinlerce futbolsevere iyi futbol izlettirelim.

Karşı görüş; ‘İyi futbola ne gerek var, kazanalım yeter’ oldu hep.

İyi futbola böyle maçlarda gerek var. Kötü oynayarak her zaman kazanamıyorsun!

 

Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.

Bu haber ilginizi çekebilir