Kemerkent Bulvarspor-Bursaspor maçı öncesinde iki takımdaki gelişmeleri kısaca özetleyerek, sahada içindeki mücadeleyi yorumlamaya çalışayım…
İstanbul temsilcisi Kemerkent Bulvarspor, ligin devre arasında 10 futbolcusu ile yollarını ayırıp, 13 yeni transfer yaptı.
BULVARSPOR, BURSASPOR’UN 1 PUAN ALDIKLARINDAN 6 PUAN ALDI
Bu hamlesi sonrası ligde oynadığı tüm maçlarını kazandı, hiç yenilmedi.
Son 5 maçında sırayla Ergene Velimeşe (1-0), Anadolu Üniversitesi (4-1), Kahramanmaraşspor (3-4), Silifke Belediyespor (2-1) ve Belediye Kütahyaspor’u (1-2) mağlup ederek 15 puan topladı.
Burada, Bursaspor’un 3-1 mağlup olduğu Belediye Kütahyaspor’u geçen hafta Kütahya’da 2-1 mağlup ettiklerini ve bir önceki maçta da Silifke Belediyespor’u 2-1 yendiklerinin altını çizelim.
Bu iki maçta Bursaspor sadece bir puan alabilmişti. İlk yenilgisini Kütahya’da alıp Bursa’da Silifke ile 1-1 berabere kalmıştı.
Özetle, ligin ilk 19 haftasında sadece 13 puan toplamış, düşme hattındaki Bulvarspor, son 5 haftada aldığı 5 galibiyet ve 15 puanla 9.sıraya yükselmiş moralli bir takım olarak Bursaspor karşısına çıktı.
ADEM ÇAĞLAYAN’IN GETİRDİĞİ RAHATLIK!
Bursaspor cephesinde ise Pablo Martin Batalla’la ile yolların ayrılmasından sonra Adem Çağlayan’ın teknik patronluğundaki ilk maçta Kırşehirspor önünde alınan farklı (4-0) galibiyetin ve de iyi futbol oynama isteğinin morali var.
Bursasporlular, Adem Çağlayan ile nasıl bir oyun düzeninin oluşacağını, savunmanın üçlü mü dörtlü mü olacağını vs. tartışıyorlar.
Bunlar güzel notlar.
Zira, Pablo’dan sonra Adem Çağlayan yönetiminde bambaşka şeyler de konuşuyor olabilirdik.
Kırşehir maçında temkinli bir şekilde Bursaspor’u izleyenler, skor ve futbolu görünce biraz rahatladılar.
Ben de öyle…
KENDİ KREDİSİNİ KENDİ BİRİKTİRİYOR
Adem Çağlayan, Bursaspor’un başına kredisi dolu bir teknik patron olarak gelmedi.
Bir Pablo Martin Batalla değilseniz, Bursa böyle bir krediyi en baştan açan bir şehir değil.
Hatta, Bursaspor-Adem Çağlayan birlikteliğinde hocayı düşük profilli olarak gösterip bu eşleşmeyi eleştirenler oldu.
Benim gibi büyük çoğunluk izleyip görmenin doğru olacağını düşünüyor.
Dolayısıyla, Adem Çağlayan maç maç, hafta hafta icraatlarıyla kendi kredisini kendi biriktirecek.
Başlangıcı iyi oldu, inşallah böyle de devam edecek.
EL FRENİ ÇEKİLMİŞ ARABA GİBİYDİK…
Ben Pablo Martin Batalla ile yollar ayrılıp, Adem Çağlayan açıklandığında şunu söyledim:
‘Bursaspor’un şampiyon olma olasılığı dün yüzde 99’du bugün yüzde 100 oldu.’
Neden bu değerlendirmeyi yaptım?
Ligi ilerledikçe Bursaspor el freni çekilmiş, durmaya yakın bir araba gibi yavaşladı.
Ben iyi futbol ile iyi skor alalım diye sezon başından bu yana bir tarafımı yırtarken, her geçen maçta kötü futbol oynadık.
Buna kötü skorlar da eklendi.
Pablo Martin Batalla ve kenar yönetimi bu durumu tersine çeviremedi.
Bursaspor’a bir şok gerekiyordu, yönetim onu yaptı.
FUTBOLCULAR SAHADA DAHA ÖZGÜR VE OFANSİF OYNUYORUZ
Şimdi Bursaspor saha içinde daha özgür, daha ofansif bir futbol oynuyor.
Bu ligde bu kadro ile oyunu ikinci ve üçüncü bölgede tutmak, üçüncü bölgede baskı kurmak, topa daha çok sahip olmak, oyunun ofansif yönünü daha da geliştirmek, Adem Çağlayan’ın takımında izleyeceğimiz özellikler olacak, belli.
Dün Bulvarspor maçına 3’lü savunma bloğu (Taha Can Velioğlu, Mehmet Yiğit ve Furkan Saki) ile çıktı.
Sedat Cengiz ve İlhan Depe’yi daha özgür bıraktı. Oyunun ofansif tarafına yaratıcılığı yüksek oyuncuların daha fazla dokunmasına izin verdi.
Furkan Özyapı’yı kulübeye çekti.
Önde baskı ile her iki maçta da ilk yarıda farklı skora ulaştı.
SKORU KORUMA DEĞİL ARTTIRMA HAMLELERİ YAPTI
Bulvarspor karşısında ikinci yarıda Berkan Keskin’i kenara çekip Hamza Gür’ü, Abdullah Tazgel’i oyundan alıp Ahmet İlhan Özek’i oyuna sürmesi; Adem Çağlayan’ın ofansif futbol oynatma isteğinin şahitleriydi.
Skor 2-0 olduğu halde, skoru tutayım, koruyayım refleksiyle oyuna müdahale etmedi. Savunma özellikli değişiklikler yapmadı.
Bora Yılmaz’ı, Tahir Babaoğlu’nu sahaya sürdü.
Nitekim Tahir de oyuna girer girmez ligdeki ikinci golünü kaydetti. Tahir ilk golünü penaltıdan atmıştı.
Özetle, Bursaspor kazanırken taraftarına çile çektiren bir futbol ile kazanmıyor iki haftadır.
Benim en çok istediğim ve sevindiğim bu oldu.
İyi futbol ve iyi skor…
Çok şükür iki haftadır Adem Çağlayan ile bunları görüyoruz.
Bu felsefenin haftalar geçtikçe daha da olgunlaşacağını düşünüyorum.
GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ
Enes Çelik, Pablo Martin Batalla ile yolları ayırarak içinde riskleri de barındıran bir karar aldı.
Geride bıraktığımız 2 maç; skor ve futbol olarak bambaşka olsaydı, inanın şimdi bambaşka şeyler konuşuyor, Enes Çelik’i ‘Niye böyle yaptın?’ diye eleştiriyor olurduk.
Şimdi ise mutluyuz, övüyoruz.
Çünkü aldığı kararının olumlu sonuçlar verdiğini gördük, ileriye dair de her şeyin daha iyi olacağına dair umudumuz var.
Görünen köy kılavuz istemez; bu takım son iki maçtır, gol sonrası sevincini de maç sonrası sevincini de bir başka yaşıyor.
Ligin ilk yarısındaki maçlarda da aynı hava vardı. Ama ikinci yarıdaki maçların hemen hepsinde, bu sevinçler az adamlı ve bölünmüş haldeydi.
Bu hava iyi bir hava ve Bursaspor, iki maç sonra şampiyonluğunu ilan edecektir, endişeniz olmasın.
Kalan 5 maçı da kazanarak bu ligi bitirecektir.
Sezon başında bir iddiam vardı; Bursaspor bu sezon, 3.ligin ligin en fazla golünü atan takımı olur, kendi gol rekorunu da kırar diye.
Son 2 maçtaki oyun felsefesi ile hala bunun olabileceğini düşünüyorum.
Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.
Bu haber ilginizi çekebilir
