Suudi Arabistan‘da sıralamalarda yaşadığı sorun nedeniyle 15. sıradan yarışa başlayan Max Verstappen‘in yarış içerisindeki yükselişi, özellikle de DRS açıkken rakiplerini aşırı hız farkıyla geçmesi Red Bull‘un hızına dair şüpheleri de beraberinde getirdi.

Sadece internet üzerinde yapılan taraftar paylaşımlarında değil, padokta da bu konu çokça gündeme getirildi ve hatta Lewis Hamilton‘ın yarıştan sonra söyledikleri, dikkatleri daha fazla Red Bull‘un üzerine çekti.

Red Bull RB19 için Hamilton, “Kesinlikle daha önce hiç bu kadar hızlı bir araç görmedim. Biz hızlıyken bile bu kadar hızlı değildik. Bunun, özellikle diğerlerine kıyasla görmüş olduğum en hızlı araç olduğunu düşünüyorum. Nasıl ya da neden böyle bilmiyorum ancak beni çok ciddi hızla gelip geçti. Onu engellemeye çalışmadım bile çünkü aramızda devasa hız farkı vardı.” demişti.

Red Bull RB19‘un kurallara uygun olmama ihtimali için ise Hamilton, “Bunu sorgulayamam, sadece daha iyi bir iş çıkardıklarını varsayıyoruz.” şeklinde cevap vermişti.

Hamilton söylediklerinde pek haksız sayılmaz çünkü Verstappen, 1. virajdan önce Hamilton‘u geçerken aralarında yaklaşık 33 km/s hız farkı vardı.

Verstappen‘in özellikle DRS açıkken sahip olduğu hız avantajıyla beraber tartışmalar başladı. Kimileri Red Bull‘un bir hile bulduğunu işaret etse de eski F1 tasarımcısı ve yorumcu Gary Anderson‘a göre Red Bull’un DRS’deki hızı, tamamen verimli bir araca sahip olmasının bir sonucu.

The Race‘deki analizinde Anderson, Red Bull’un RB19‘da sadece DRS avantajına sahip olmadığını, DRS sistemini taban altı ve kiriş kanatla birlikte çalıştırarak adeta “üçlü DRS” etkisine sahip olduğunu belirtti. Diğer taraftan Anderson, RB19’un bir bütün olarak çok verimli bir aerodinamik yapıya sahip olduğunu vurguladı.

Üç aracın arka bölümünü kıyaslayan Anderson, Ferrari ve Mercedes araçlarının arka kanat köşelerinde sivri uçların olduğunu ve bunların o bölgede girdaplar oluşturduğunu, Red Bull‘un arka kanadının kenar bölümlerinde ise daha pürüzsüz, kıvrımlı hatların olduğunu ifade etti. Arka kanatta ister DRS açık olsun ya da olmasın az da olsa daha fazla yere basma gücü üretilmesine neden olan bir başka şey ise kanat planyaları arasında yer alan ayıraçlar. Kenar plakasından ana planya ile üst planyaya geçiş bölgesinde diğer takımlarda daha büyük ayıraçlar varken, Red Bull’da bu parça daha ince bir şekilde tasarlanmış. Tüm bunlar, RB19‘un mevcut kurallarda çok daha verimli bir şekilde çalışması manasına geliyor.

Red Bull RB19 rear wing
Ferrari SF-23 Rear wing
Mercedes W14 rear wing detail

2022’de zemin etkili araçların dönmesiyle birlikte 2014’te yasaklanan kiriş kanatlar da spora geri döndü. Arka kanadın alt kısmında, difüzörün üstünde yer alan bu bölüm genellikle üst üste denk gelen iki kanattan oluşuyor.

2022’de araç üstünde yer alan kanatlardan ziyade, yere basma gücünün çoğu taban altından üretiliyor. Bu açıdan kiriş kanat bölümü, taban altından arkaya doğru akan hava sistemiyle doğrudan bağlantılı bir şekilde çalışıyor.

Tabanın önünden Venturi kanalları ile aracın altına giren hava, sıkışarak tabanda geriye doğru ilerliyor ve difüzörden dışarı atılıyor. Kiriş kanatlar ise, yeni araçlarda doğrudan difüzörün bir parçası olarak görev görüyor. Red Bull’un daha yüksek olan kiriş kanadı, hava akımının daha iyi bir şekilde yukarıya, ana planyaya doğru ilerlemesine yardımcı oluyor.

Daha fazla açılı kiriş kanat, dolayısıyla daha fazla yere basma gücü manasına geliyor. Normal şartlarda bu durumda aracın düzlüklerde daha fazla sürtünme nedeniyle daha yavaş olması gerekiyor.

<>

Ancak Anderson’a göre yeni kuralları rakiplerine göre daha iyi bir şekilde çözen Adrian Newey ve ekibi, bu olumsuzluğu tersine çevirebilecek bir çözüm buldu. Bu kapsamda RB19’un kiriş kanadı, arka kanadın üst planyasıyla, daha doğrusu DRS aktif olduğunda açılan parçasıyla etkileşim kuracak şekilde tasarlandı.

Andreson’a göre Red Bull RB19’da DRS açıldığında kiriş kanadın ve taban altının çalışması duruyor, daha doğrusu fonksiyonu durduruluyor ve böylece RB19, düzlükte yere basma gücü ve sürtünme seviyesi azaldığı için rakiplerinden daha hızlı olmayı başarıyor. Normalde DRS açıldığında arkadaki aracın öndekine karşı 12 ila 20 km/s arasında hız avantajı oluyor. Ancak Anderson, hem kiriş kanadın, hem de taban altının çalışmasının durdurulmasıyla bu hız avantajının 30 km/s hızın üzerine çıktığını düşünüyor.

Anderson’un iddiası doğruysa, Red Bull geçmiş yıllarda farklı takımlarda gördüğümüz bir çözümü aracında uygulamış gibi görünüyor. Farklı dönemlerde farklı takımların, benzer şekilde aracın ön kanat ya da arka kanadının çalışmasını durdurarak avantaj sağlamaya çalıştıklarını görmüştük.

Bu haber ilginizi çekebilir