Bursaspor tarihinde iz bırakmış futbolcuların, teknik adamların ve yöneticilerin hikayelerini sizlerle paylaşacağım.

Bunu yapmamın iki nedeni var.

Birincisi; geleceği geçmişten bağımsız olarak düşünmenin gerçekçi bir yaklaşım olmadığı görüşündeyim. Geleceği ön görebilmek için geçmişi ve günümüzü bilmek gerekir. Bu sebeple bu hikayelerden çıkartılacak dersler olduğunu düşünüyorum.

Bursaspor’un tarihinde hiç olmadığı kadar dibe vurduğu şu dönemde dünü bilip, bugünü anlayıp, yarını planlamak daha büyük önem kazandı.

İkincisi; camiaların tarihindeki kahramanları unutmamak, unutturmamak, vefa göstermek biz tarih yazıcıların sorumluluğudur, diye düşünüyorum.

Gazete ve televizyoncu olarak, Bursaspor’un 1990’lı yıllarının yakın tanığıyım. 2010 yılındaki şampiyonluk ertesine kadar olan süreci takip ettim.

1989 yılından itibaren Ekspres, Bursa Hakimiyet ve Olay Gazetelerinde; Radyo S ve Olay FM’de, As TV, Olay TV ve Line TV’de Bursaspor’la ilgili yaşananları tarihe not düşen isimlerden biri oldum.

Dolayısıyla, birikimlerimi, anılarımı, arşivimi paylaşmak istiyorum.

Bunu yaptığımda biliyorum ki, o yılları yaşayanların anıları canlanacak. Biz ve bizden eski kuşak eski günleri özlemle anarken, genç kuşak Bursasporlular da büyüklerinden duydukları hikayelerin detaylarını umuyorum ki, keyifle okuyacaklar. Dersler çıkartacaklar.

İlk hikayelerimde; Bursaspor muhabirliği ve yazarlığı yaptığım 1990’lı yıllardaki futbolcuları anlatacağım.

Bursaspor’a gelişine, oynadığı yıllara ve gidişine tanıklık ettiğim Elvir Baliç’le başlıyorum. Arşivimden görseller ekleyip önemli olan ayrıntıları da yazarak bunu yapacağım. Zira o ayrıntılar, aslında önemli kırılma noktalarına işaret ediyor.

Dolayısıyla yazılar biraz uzun olacak. Bu sebeple Elvir Baliç dosyasını birkaç bölümde tamamlayacağım.

İKİ BOŞNAK KAMPTAN KAÇTI BURSASPOR KUCAK AÇTI!

1994 yılının Aralık ayında, Bursa Atatürk Stadı’nda Bursaspor-Bosna Hersek Milli Takımı ile bir hazırlık maçı oynamıştı. 1992 yılında başlayan Bosna Savaşı sebebiyle Bosna’ya yardım için oynanan o maçta, Elvir Baliç isimli genç bir çocuk, Bursasporlular tarafından alıcı gözle izlenmiş ve çok beğenilmişti.

 

Aradan geçen iki ayın ardından; 1995 yılının Şubat ayının ilk gününde özel maç için Suudi Arabistan’a giden Bosna kafilesinden iki futbolcu firar eder. Bunlardan birisi Bursalıların hayran kaldığı Elvir Baliç diğeri de takım arkadaşı Behluloviç’ti. İstanbul’dadırlar ve o zaman Bursaspor’un Teknik Direktörü olan Nejat Biyediç’i ararlar. Baliç, Biyediç’e ‘Beni Bursaspor’da halen düşünür müsün hocam?’ diye sorar.

Nejat Hoca bir sonraki yıl kadrosunda istediği oyuncu için Bursaspor Başkanı Murat Gülez ile görüşür. İki futbolcu geceyi İstanbul Maçka Otel’de Bursaspor’un konuğu olarak geçirdikten sonra 3 Şubat 1995 Cuma günü Vakıfköy Tesislerine gelirler.

Biyediç de Bursaspor yönetimi de özellikle Baliç’in Bursaspor’un geleceği açısından iyi bir yatırım olduğunu düşünürler. Bu düşüncelerinde de yanılmayacaklardır.

4 Şubat’tan itibaren Bursaspor’la birlikte antrenmanlara çıkan Baliç ve Behluloviç ikilisi, kendilerini ispat etme motivasyonu ile gerçekten harikalar yaratıyorlardı. Ama Baliç’in duruşu bir başkaydı. Vakıfköy’de antrenmanları izlerken, fiziği ve klas sol ayağı, mesafe tanımayan etkileyici şutları ile hepimizi çok etkilemişti.

Nitekim Bursaspor Yönetimi ve teknik kadro da Türk Vatandaşlığı işlemlerinde olası sorun olursa, Baliç için yabancı hakkını kullanmayı benimsemişti.

İBRAHİM YAZICI BAŞKAN OLSAYDI, ELVİR BALİÇ BURSASPOR’DA KALMAZDI!

Baliç ve Behluloviç Vakıfköy’de antrenmanlara çıkarken, 1995 yılı Şubat ayı Bursaspor açısından oldukça hareketli geçiyordu. Murat Gülez başkanlık koltuğunuBelki bir gün yine’ diyerek bırakıyor ve genç Hüseyin Silahçı iki yıllık Gülez dönemi yönetiminin devamı olarak kurduğu ekiple adaylığını açıklayan ilk isim oluyordu.

19 Şubat 1995 Pazar günü yapılan genel kurul, Bursaspor tarihinin en ilginç toplantılarından birisi olacaktı.

Hüseyin Silahçı’nın listesi Fikret Üstenci, Nur Öğünç, Cavit Bengü, Sedat Kaya, Osman Yılmaz, Levent Kızıl, Nurettin Karayaka, Ali İhsan Yeşilova, Necati Şahin, Mesut Moral, Lemi Keskin, Orhan Dikici, Haluk Oyal ve Nihat Şengezer’den oluşuyordu.

Karşısına ise İbrahim Yazıcı aday olarak çıkmıştı. O dönemde aynı zamanda ANAP İl Başkanı olan Yazıcı’nın listesinde Basri Sönmez, Cüneyt Karlık, Faruk Baykal, Erol Evcil, Ahmet Yaşar, Mümin Canbaz, Ömer Göktuğ, İrfan Özmen, Muzaffer Önadım, Fikri Kuzaltı, Gülhan Yavuz, Alaattin Çalışkan. Hasan Erdem ve Mustafa Kurt vardı.

Ancak Bursaspor camiası genel olarak Yazıcı’nın adaylığına ‘Kulüp siyasetin ortasına atılıyor’ diye karşı çıkıyordu. Nitekim 19 Şubat 1995 Pazar günü Uludağ Üniversitesi’nin Fethiye Kültür Merkezinde yapılan genel kurulda ilginç gelişmeler olmuştu.

1117 üyelin katıldığı genel kurul öncesi Hüseyin Silahçı gazetelere tam sayfa ilanlar veriyor ve ‘Bursaspor’da politikaya hayır’ diyordu. Kongre salonunda ilk konuşmayı İbrahim Yazıcı yaptı. Kürsüdeki Yazıcı’ya salondan çok tepki geldi bu esnada. Ardından Hüseyin Silahçı kürsüye çıkarken salonda yer yerinden oynamıştı.

Bu tabloyu gören İbrahim Yazıcı hezimete uğrayacağını düşündü ve seçime girmedi, çekildi. Silahçı’nın listesi tek liste olarak seçime girdi.

Kongre salonunda olduğu kadar dışarıda da gergin bir ortam vardı. Hatırlıyorum, İbrahim Yazıcı salonu terk edip giderken o zaman Spor Bakanı olan Şükrü Erdem’in üzerine yürümüş, araya korumalar girince olası bir fiziki kavga önlenmişti.

 

Baliç hikayesinde parantez açıp genel kurul ve seçim olayını bu kadar anlatmamın sebebi şu; eğer o genel kurulu İbrahim Yazıcı kazansaydı, Bursaspor’da tüm taşlar yerinden oynayacaktı ve Elvir Baliç için yeşil beyazlı kulüp bu kadar özverili olmayabilirdi.

Çünkü o zamanlar Yazıcı’nın başka teknik adam ve kadro hesapları vardı.

BOŞNAKLAR BALİÇ VE BEHLULOVİÇ’İ GERİ GÖTÜRMEK İÇİN BURSA’YA GELMİŞTİ

Üstelik kongreden iki gün önce Elvir Baliç’in kulübü olan FC Sarajevo’nun Başkanı Muhammed Granov, yönetici Nihat Baljak ve Teknik Direktörü Vahidin Musemiç Bursa’ya Vakıfköy Tesislerine gelmişlerdi. Kulüp Başkanı bizlere şöyle bir demeç veriyordu; “Bu futbolcuların burada oynayabilmeleri için devletimizden izin almaları gerekir. Biz 2,5 yılda yurt dışında 58 yardım amaçlı özel maç yaptık. Özellikle Baliç’e büyük teklifler var. Bonservis bedeli bizim için hayati önemde.’

Yani Bursapor’la pazarlık için ellerini güçlendiriyorlardı.

Bursaspor o günlerde kongre telaşı içindeydi. Ancak Murat Gülez yönetiminin devamı olan Hüseyin Silahçı yönetimi ve Teknik Direktör Nejat Biyediç, FC Sarajevo Kulübü Başkanının tüm ısrarlarına rağmen ‘Baliç’i kesinlikle vermeyiz’ restini çekmişti.

Bunun üzerine Boşnak yöneticiler Behluloviç’i 18 Mart 1995 Cumartesi günü, yani Bursaspor’un kongresinden bir gün önce Bosna’ya götürdüler. Ama Baliç’i yöneticiler de Nejat Biyediç de salmadı, sakladı.

Çünkü bu hikaye böyle bitemezdi. Elvir Baliç, yolu Bursaspor’dan geçmiş yıldızlardan biri olmalıydı!

Sonraki yazıda:

Efsane İntertoto kadrosu kuruluyor; Elvir Baliç, Ercüment, Musisi, Deniz, Levent, Selim, Murat ve Hakan ile buluşuyor.

Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.

Bu haber ilginizi çekebilir