Bulunduğum her platformda küfürün kötülüğünü anlatmaya çalıştım. Özellikle maçlardaki küfürler nedeniyle aklı başında sporseverlerin tribünden kaçtığını, bayanların da gelmez olduğunu yazdım, söyledim.
Doğrusu, küfür nedeniyle Bursaspor‘un bu duruma düşeceğini aklımın ucundan bile geçirmedim. Maalesef bir Bursalı olarak bu üzüntüyü de yaşadım.
Küfür nedeniyle yönetim görevini bırakıyor, yine küfür korkusu nedeniyle kimse Bursaspor için aday olmuyor.
Halbuki bu şehirde zor durumda bulunan Bursaspor‘a sahip çıkacak binlerce kişi var.
Ama, adam hem parasını, hem de zamanını harcayıp üstüne bir de “ana avrat” küfür yemeyi gözüne alamıyor. Küfür insanın asla kabul edeceği bir şey değil!
Şu tribünlerde galiz şekilde küfür edenler, aynı şeyin kendilerine yapılmasında cıngar çıkarırlar. Meydanı boş bulunca yüzleri bile kızarmadan en ağır küfürleri peş peşe sıralayabiliyorlar.
EN CENTİLMEN TARAFTAR ÖDÜLÜNÜ ALMIŞTI
“Küfür olayı tüm stat ve salonlarda var” dediğinizi duyar gibiyim. Ben de size şunu hatırlatayım;
Bursaspor‘un şampiyon olduğu sezonda bu taraftar küfür etmediği gibi taşkınlık da yapmayıp “Sezonun en centilmen taraftarı” ödülünü alarak Bursaspor‘a para da kazandırdı.
Gel gör ki, geçmişte böylesine başarıya imza atmış taraftarın bugünkü küfür kepazeliği nedeniyle yönetici bulamıyoruz.
Hakikaten yıllarca bu camianın içinde bulunan bir spor adamı, aynı zamanda iyi bir Bursalı olarak büyük üzüntü duyuyorum.
Futboldan sonra basket takımının maçlarında da bu küfür olayının acısı fazlasıyla yaşandı.
Bursaspor Basketbol Başkanı Sezer Sezgin‘in geçtiğimiz hafta açıklamasında 3,5 milyonluk federasyon gelirine karşılık, taraftarların küfür ve taşkınlıkları nedeniyle 2 milyon lira ceza ödediklerini belirtmesi de hâlâ akıllanmadığımızı gösteriyor.
Artık camia olarak kendimize gelelim. Bursalılar olarak gerek statta, gerekse salonlarda küfür olayını tamamen bitirelim.
Yoksa biz, daha çok yönetici ararız!
Bursa olarak bizim adımıza büyük ayıp! İnşaallah küfürbazlar bu yaşananlardan ders alırlar.
Bu haber ilginizi çekebilir