2018-2019 sezonunda Bursaspor’un ikinci çöküş dönemi başlayıp Süper Lig’den düştüğünde, şehrimin takımının maçlarını statta izlememeye başladım.
Çünkü öfkeliydim, kızgındım, üzgündüm, o armayı o halde oralarda görmek istemiyordum.
Gazetelerin spor sayfalarına bakmıyor, Bursaspor ile ilgili haber duymak istemiyordum. Zira, duyacağım haber, Bursaspor ile ilgili iyi bir şey aktarmayacaktı.
Başkanlar, yöneticiler, teknik adamlar, futbolcular…
Yakışmıyordu…
Futboldan soğudum.
Zaten içinde Bursaspor olmayınca ne anlamı vardı ki…
Bu süreçte on binlerce Bursasporlu da benim gibi değil miydi?
ENES ÇELİK YÖNETİMİNİN EN BÜYÜK İCRAATI
Sonra bu sezon başladı.
Enes Çelik başkanlığındaki yönetim kurulu, doğru adımlar attı, doğru icraatlar yaptı.
Tahta açıldı, yeni bir takım kuruldu, teknik adam olarak kulübün efsanelerinden birisi ile anlaşıldı. (Pablo Martin Batalla ile Başkan Çelik ve yönetim arasındaki ilk kriz, o zaman yaşandı. Pablo gelişini erteledi vs. bu notu unutmayın)
Tüm Bursasporluların ve Bursa’nın yüzü yeniden Bursaspor’a döndü.
Enes Çelik başkanlığındaki yönetim kurulunun en büyük icraatı budur.
RÜYADAN UYANDIK!..
Sonra rüya gibi bir ilk yarı yaşadık.
İnsanlar genciyle yaşlısıyla, erkeğiyle kadınıyla, aileler minik bebekleriyle akın akın stada koştular.
Futbolun dolu tribünlerle güzel olduğunu bir kez daha gösterdiler.
Türk Futbolu’nun en büyük renklerinden birinin şehir takımları olduğunu anlattılar.
Armalarına sahip çıktılar.
Eğlendiler.
Takımlarını desteklediler.
Örnek oldular.
Bursa’yı gören Eskişehir gibi diğer futbol şehirleri de tribünlere koştu.
Rekorlar kırdık, hiç yenilmedik vs.
Şehre bir bayram havası geldi.
Süper Lige kadar bitmesin bu rüya derken, Enes Çelik’in 16 Aralık Pazartesi akşamı ‘Pablo Martin Batalla ile yollarımızı ayırdık’ tweeti ile uyandık.
Acaba aynı rüyayı tekrar görebilecek miyiz?
PABLO İÇİN NİLÜFER’DEKİ FİNAL DE İYİ OLMAMIŞTI
Geçen sezon Bursaspor 2.ligde ızdırap çekerken, Pablo Martin Batalla Nilüfer Belediyespor’un başında teknik patrondu.
Bursaspor’un çöküş döneminde kısa süre yöneticilik yapmış isimlerden birisi olan Tamer İşler, dikkat çekici bir vizyon ortaya koymuş ve dönemin Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in de desteğini alarak Bölgesel Amatör Ligde iddialı bir ekip oluşturmuştu.
Pablo, İşler’in vizyonunu benimsemiş ve teknik adamlık davetini kabul edip Bursa’ya gelmişti.
Ben o takımın birçok maçını izledim.
Her maçta tribünlerde Bursasporlu çok futbolsever oluyordu.
Pablo ile birlikte o takım 10 puan farkla grubunu lider bitirdi, gol rekoru kırdı, az gol yedi vs…
Neticede o takım hedefine ulaştı ve 3.lige çıktı. Artık belediye işin içinde yok, 4.grupta Bursa Nilüfer Futbol Kulübü AŞ olarak mücadele veriyor.
Pablo Martin Batalla için oradaki final de iyi olmamıştı.
Ligin bitimine 4 hafta kala şampiyonluk ilan edilmiş, sonra şampiyonluk primi anlaşmazlığı nedeniyle Pablo ve teknik heyeti ile birçok futbolcular antrenmana çıkmamış hatta sondan bir önceki hafta deplasmana genç takımla gidilmişti.
Bundan dolayı şampiyonluk kutlamaları bile doğru dürüst yapılamadı, bir şampiyonluk posteri bile çektirilemedi.
Orada da rüya gibi bir sezon buruk noktalandı.
PABLO M.BATALLA’NIN TEKNİK EKİBİ
O takımın kaptanı Aykut Akgün ile Emre Pehlivan, Bursaspor’da Pablo’nun yardımcı antrenörleri oldular.
Aynı şekilde Pablo, Nilüfer’de geçen yıl Kaleci Antrenörü olan Emre Arslan ve Atletik Performans Antrenörü Hüseyin Topçu ile de bu sezon Bursaspor’da birlikte çalıştı.
PABLO TEKNİK BİR DEHA MI?
Geçen yıl Nilüfer Belediyespor ve bu yıl Bursaspor’da alınan olağanüstü başarılı sonuçları, tek başına Pablo Martin Batalla’nın teknik dehasının bir sonucu olarak gösteremeyiz.
Her iki takım da bulundukları ligin çok üzerinde bir kadro kalitesine sahiplerdi.
Benim bu görüşümü birçok eski futbolcu ve antrenör de paylaşıyor.
Hatta, eski futbolcu, eski gazeteci her neyse; bir mesleğin eskisi yenileri beğenmez ve burun kıvırır ya, öyle çok şey anlatan oldu ki bana da…
ELEŞTİRİLERDEKİ ORTAK NOKTA…
Yalnız tüm bunlarda dikkatimi çeken ortak bir nokta vardı, o nokta Enes Çelik’in ayrılık açıklamasında da yer aldı;
Pablo’nun takımlarının kuvvet, dayanıklılık, kondisyon gibi konularda eksik olduğu, yeterli yüklemenin yapılmadığı… (Hoş, Bursaspor’daki mevcut oyuncu grubu bu yükleme için uygun mu, o ayrı bir konu.)
Taktiksel yetersizlikler, futbolcularla iletişim vs…
Diyelim ki tüm bunlar doğru.
Ama ortada somut bir gerçek var;
Pablo Martin Batalla her iki teknik adamlık döneminde de başarılı sonuçlar aldı, bu kulübün efsane isimlerinden birisi ve Bursaspor camiasında çok seviliyor.
Bursaspor’da müthiş bir futbol kariyeri yaptı. İyi futbolcuydu.
Ancak iyi futbolculardan genelde iyi teknik direktör çıkmıyor.
Benim de teknik adam olarak oyuna müdahalesi noktalarında eleştirilerim oldu.
Karşıyaka maçı sonrası yazdığım yazının başlığı ‘Pablo, derin duygular içindeyim sana karşı…’
Meraklısı başlığa tıklayıp yazının tamamını okuyabilir.
Yazıda özetle Karşıyaka maçındaki kötü futbolun Pablo’ya eksi yazdığını, oyuna başlamada hesap hataları olduğunu, müdahale etmekte de geç kaldığını anlatıyorum.
PAZARTESİ GÜNÜ VERİLEN İKİ KARAR DA AŞIRI ABARTILI MI?
Tüm bunlara rağmen, yönetim kurulunun kararını olayın vuku bulma şekli ve zamanlama açısından doğru bulmuyorum.
Yazının başında da işaret etmiştim, sezon başında Enes Çelik ve Pablo Batalla ters düşmüştü.
Orada da alınan-alınmayan, istenen-istenmeyen ekip arkadaşları veya futbolcular olduğu kulağımıza geldi.
Hatta Pablo, ilk açıklanan tarihte Arjantin’den gelmemiş uçak bileti yanmış, birkaç gün sonra uzlaşı olunca gelmişti.
Ancak ondan sonraki süreci Başkan Enes Çelik ve yöneticiler ile Pablo Martin Batalla iyi yönettiler.
Birkaç imalı maç sonrası tweeti dışında herkes iletişimi doğru yönetti.
Bazen susmasını bilmek önemlidir.
Başkan Enes Çelik ayrılık sebebini ‘Biz teknik ekibi güçlendirmek istedik. O aşırı tepki verdi ve masayı devirdi’ şeklinde özetlenebilecek şekilde açıkladı.
Şüphesiz Pablo’nun tepkisinde ve yönetimin öneri ve ayrılık kararı almasında belirli birikim vardır.
Her iki kararı da tek başına o anda yaşananlara bağlarsak, her iki tarafın kararı aşırı abartılı görünür.
Ancak bu tür önerilerin işin ehilleri tarafından aşırı tepki göreceği, birçok insanın benzer davranacağı göz önünde bulundurulmalı.
Dolayısıyla, bu durumlarda tonlama ve ifadelere kadar her şey önem kazanır.
O anların şahidi değiliz, bilmiyoruz?
ENES ÇELİK İLE PABLO M.BATALLA AYNI MASADA OTURDU MU?
Karşıyaka maçından sonra Pablo Martin Batalla ile kim görüştü? Başkan ile aynı masada oturdular mı?
Yönetim kurulundan kimler vardı?
Yoksa sadece Pablo ile yönetim dışından yetkili birisi mi oturdu?
Enes Çelik ile Pablo Martin Batalla, daha sonra bir araya geldi mi?
Bunları bilmiyoruz.
Pablo Martin Batalla’ya öneri götüren kimdi, Başkan mı bizzat söyledi?
Bilmiyoruz.
Lakin, böyle bir önerinin Türkçe meali şudur; ‘Biz sende eksik görüyoruz, yeterli değilsin.’
O zaman karşı taraftan ‘Beni yeterli görmüyorsan niye burada tutuyorsun’ şeklide bir tepki gelir ki, anladığım yaşanan tam da böyle olmuş.
Ancak Başkan Enes Çelik’in dünkü açıklamasında ‘Böyle bir tepkiyi hiç beklemedikleri, Pablo’nun masayı devirme olasılığını hesaba katmadıkları’ anlaşılıyor. Çelik açıkça, ‘Bizim için de sürpriz oldu’ diyor.
Sürpriz ve büyük tecrübe!..
GERİ DÖNÜLECEK NOKTA GEÇİLDİ Mİ?
Bu yazının amacı, şu haklı bu haksız demek değil.
Anladığım Bursaspor-Pablo Martin Batalla ayrılığında, her iki taraf da geri dönülecek noktayı gelmediler.
Gönlüm dönülmesini ister o ayrı.
Çünkü her türlü eksik-fazlaya rağmen Bursaspor ve Pablo Martin Batalla birbirlerine çok yakışıyorlardı.
YÖNETİM RİSK ALDI, BÜYÜK SINAV VERECEK
Bu andan sonra geçmişi unutmadan, orada yaşananların ışığını geleceğimizi aydınlatan bir fener olarak kullanarak yolumuza devam edeceğiz.
Ve en azından bu sezon için her şeyi Pablo Batalla’dan önce ve sonra olarak tasnif edeceğiz.
Bazı yöneticilerle de paylaştım tecrübem şunları söylüyor;
Enes Çelik ve yönetim kurulu, Pablo Martin Batalla’nın aşırı tepkisini, – bir bakıma restini- görüp el arttırdı. Geri adım atmadı. Böylece risk aldı.
İkinci yarıda en küçük bir olumsuzluk hep getirilip bu karara bağlanacak.
Bunun elbette farkındalar ve bunu göğüslemek zorunda kalacaklar.
Mevcut yönetim, Mayıs ayından bu yana futbol yöneticiliğinin gece tarafını hiç görmediler. Hep gündüzü yaşadılar.
Bu şehrin hep birlikte çıktığı Süper Lig yolunda inşallah bundan sonra da ‘gece’yi yaşamazlar.
Şmdi ilk sınavları teknik adam tercihi olacak.
Gelecek teknik adamın işi de Pablo Martin Batalla gibi bir figürden sonra çok zor.
Bu camianın tatmin olacağı isim bulmak kolay değil.
Hele hele ikinci çöküş döneminde takımın başına getirilen paragöz, piyasa teknik adamı kılıklı tipler gibi tipler büyük tepki alır.
Kim olursa olsun bu takım bu yıl şampiyon olur.
Bundan hiç şüphem yok.
Önemli olan sonrası…
Son söz: Bir musibet bin nasihatten iyidir!
Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.
Bu haber ilginizi çekebilir