Ve yine ne gariptir ki; narsistik kişilik bozukluğu bulaşmış olmalı ki, camianın büyük bölümü, kendinden başkasının fikirlerini hiç beğenmiyor, her şeyi her kesimi küçük görüp, gömmeye devam ediyor/lar…
İtalyan psikiyatr Enrico Morselli tanımına uygun vücut dismorfik bozukluğu gibi, kendi topraklarını ve insanını da beğenmiyorlar.
Deve misali; doğru yönümüz ne kadar da az…
ALT YAPI DENİLEN ‘GELECEK’
Sürekli ‘başarı ve şampiyonluk’ isteyen güçler; ekonomik olarak da çıkmazlara girerken, pek çok yanlışa; bilerek-isteyerek ve bazen bil(e)meden imza atabiliyor… Bursa ve hatta ülkemin pek çok kulübü bu durumlara yakından tanık.
Ne zaman, ligin dibini görse kulüpler, hep bir ağızdan ‘alt yapı güzellemeler’ yapmaya başlıyor.
Ama, gerekli özenden uzak, arka bahçe olarak görülen bu altyapılarda; organizasyon içinde görev alan teknik insanlarımızın sadece bir hedefi öne çıkıyor :
-Kazanmak!
En azından benim öngörüm böyle.
Haksız da değiller sanki.
Sonuç odaklı çalışan yönetimlerin, gelecek yıl da aynı teknik insanlar ile ‘devam’ diyebilmesi için, şampiyon olma düşleri daha ağır basıyor.
Ancak; çocukları ve gençleri kazanmak, aidiyet duygusu oluşturul(a)madan başarıya yelken açıyorsa; yanlışlar zinciri burada başlıyor.
Etrafınıza bir bakın bakalım; hangi oyuncunuz kendini kulübüyle özdeşleştirmiş ?
TEKNİK EKİPLERE BİR KAÇ ÖNERİ…
Alt yapı antrenörlerine, bildikleri ama koşarken unuttukları bazı hatırlatmaları aktarmak istiyorum.
Benim ki minicik bir farkındalık oluşturabilme arzusu :
- Maçları kazanmak değil, çocukları kazanmak daha önemlidir.
- Lütfen daha çok okuyun, okutun. Çocuklar ve gençler sizi örnek alır.
- Onları korkutmayın ve hatta tam tersi; şımartın. Bireysel yeteneklerine sergilemesine izin verin.
- Antrenman; sadece fiziksel antrenman değildir. Mental destek alın, aldırın.
- Gelişimlerini; çok yakından ve belgeli olarak kayıt edin. Ölçemediğiniz çalışmaları analiz edemezseniz, takımınızı yönetemezsiniz.
- Uygulanabilir kuralları sahiplendirip, öz disiplini oluşturun. Bu aslında özgürlük demektir.
- Sporcu olmaktan önce, onlara nitelikli bireyler olduğunu her an hissettirin.
- Tutarlı ve adaletli olmanız, size olan güvenlerini pekiştirir. Sizinle her türlü sorunlarını, şikayetlerini konuşabilirler. İletişim iyidir…
- Sert yapmak-otorite kurmak hiç bir şey. İyisi mi, futbol ve futbol dışında da farkındalıklarını geliştirin.
- Takım kuruluşlarında, kararlarınızı açık-şeffaf şekilde gösterin. Anlatarak paylaşın ki, niye takımda yer alamadıklarını anlayabilsinler.
- Sevginin yanına saygıyı da ekleyebilirseniz; sevgi ve saygı görürsünüz. Aile ve okuldan sora en çok sizinle birlikteler çünkü.
- Yarışmacı takımlar yerine, mutlu birey ve takım değil, ortak amacı olan ekip yaratın.
Kesin daha başarılı olacaksınız…
BİR ADIM ATIN…
Elbette eklenecek çok daha özel ayrıntılar var. Ancak, ana temayı oturtabildiğiniz oranda, daha nitelikli ekipler yaratıp, daha keyifli ve sağlıklı hedefleriniz ortaya çıkacak.
Süper Lig mi?
Daha önce örneklerini gördük.
Hatırlayın…
Onlarca sporcunuzu, bu dev arenada görmeniz mümkün.
Yeter ki fiziksel antrenmanların yanına; mental/zihinsel, duygusal ve sezgisel yapının inşa edilmesine olanak yaratın.
Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.
Bu haber ilginizi çekebilir