Tribünler tamamen dolmuş.

Maçın başlamasına 1 saatten fazla süre olmasına rağmen kapalı VIP tribünü önünde uzun kuyruklar vardı.

Hepimiz böyle bir atmosferi yıllardır özlemişiz.

Kadın erkek, çoluk çocuk herkes Yüzüncü Yıl Atatürk Stadyumu’nun yolunu tutmuş.

Basın girişinin önüne konulan ve yıllar sonra yeniden ortaya çıkan Bursastore tırına taraftarların ilgisi inanılmaz yoğundu.

Maç öncesi kulüpten yapılan açıklamaya göre 40 bin bilet satılmıştı.

İnanın ben Celil İnce, Murat Demir, ofisten bir an önce stadyuma gidebilmek için büyük heyecan içerisindeydik. Maçın başlamasına ise tam 3 saat vardı.

Şayet bizler böyleysek yeşil beyaz sevdalılarının halini düşünmek bile istemiyorum.

Onlar bizden bin beter durumdalardır.

BASIN TRİBÜNÜNE BÜYÜK İLGİ

Takım ısınmaya çıktığında inanılmaz bir coşku ile karşılandı.

Tek şaşırdığım olay neydi biliyor musunuz?

Basın tribününde geçtiğimiz sezon 3-5 gazeteci maçları takip ediyorduk.

İnanın şimdi oturmaya yer bile yok.

O derece dolu.

Yıllar sonra maça gelen gazeteci dostları gördüm.

Neyse maç öncesi benim izlenimlerim böyle.

Bu arada atlamadan söylemekte fayda var.

HİBRİT ÇİM OTURMAMIŞ

Stadyumun hibrit çim zemininde çimler yeni ekilmişti. Takım iki gün üst üste burada antrenman yaptı. Stadyum zemininin basın tribününden güzel görünüm vermediğini söyleyebilirim.

Bu arada Samanyolu Şarkısını tüm tribünlerin hep bir ağızdan söylemesi gerçekten muhteşemdi.

Maça gelince;

Bursaspor taraftarının tribünlerde kurduğu inanılmaz baskı ile iyi başladı.

Tokat Belediye Plevne’nin ilk hedefi gol yememekti.

Ani toplarla gol aramak istedi.

Organize geldikleri ilk atakta golü buldular. Ancak ofsayt gerekçesiyle iptal oldu.

Sonrasında yine taraftar devreye girdi. Usta ayaklar iş başı yaptı.

Ahmet İlhan Özek orta alanda topu kaptı. Savunmanın arkasına nefis attı. İlhan Depe ise bu ikramı geri çevirmedi ve savunmanın adeta belini kırarak attığı çalımla Bursaspor’u öne geçirdi. Tribünler gol sonrası büyük coşku yaşadı.

Sonrasında Ahmet İlhan Özek’in ceza alanı içerisinde Emin Kaan Arslan tarafından düşürülmesi net penaltıydı. Ancak hakem nedendir bilinmez beyaz noktayı göstermek yerine autu gösterdi. Yazık oldu diyebilirim.

Ne kadar itiraz edilse de hakem kararından dönmedi.

İlk yarıda aklımda kalan ilk şey solda görev yapan Abdullah Tazgel’in rakibi kanat oyuncusu karşısında sapır sapır dökülmesiydi.

Her neyse Bursaspor ilk yarıyı 1-0 öne tamamladı.

İkinci yarı Bursaspor aynı kupa maçındaki gibi oyunu orta alanda kabul etti.

Takımda sakatlıklar sonrası elde kalan tek santrfor olan Mücahit Can Akçay’ın rakip savunmayı rahatsız edememesi beni şaşırttı.

Sonrasında Teknik Direktör Pablo Martin Batalla’nın değişiklikleri geldi.

Takımın tek santrforu Mücahit Can Akçay’ın attığı gol şapka çıkartılacak güzellikteydi. Sonrasında Timsah, Ahmet İlhan Özek’in golüyle skoru bir anda 3-0yaptı.

Bursaspor bu skorla ikinci haftada liderliğe yükseldi.

İki hafta da üç maç yapan ve üçünü de kazanan Timsah, bu yeri kolay kolay bırakmaz gibi görünüyor.

Ancak dost acı söyler.

Takım oyunu ve yardımlaşma daha da gelişirse Bursaspor, oynadığı oyun ile büyük zevk verir diye düşünüyorum.

Şimdi 22 Eylül’de deplasmanda saat 16.30’da Ergene Velimeşe mücadelesi var.

Takım burada oyununu daha da geliştirecektir. Ben buna inanıyorum.

Tokat Belediye Plevne maçının bana göre özeti, ‘Bursaspor’un adı yetti ve tecrübelilerin klas golleri’ diye yorumlarım.

 

Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.

Bu haber ilginizi çekebilir