Tanımlamaları yaparken sürekli Latince kökten başlarız ya; bu da öyle işte. ‘Meditatio’ sözcüğünden geliyor.

Net ve kısa bir özet ile ‘odaklanma’ meselesi.

Düşünsenize (yuh burada bile bile düşünme eylemi ile başladım söze) şaka sanmayın; günde 100 bin düşünce geçiyor beynimizden.

Bu kadar yoğun düşünce ile doğal olarak beyin haliyle ısınıyor valla ve hatta neredeyse yanacak.

Bu durumda odaklanma eylemi elbette çok çok zor.

BİZİMKİLER NE YAPIYOR?

Aslında izliyor ve çok konuşuyoruz.

Basit olan eylemler ne yazık ki ‘ben yaparım yaaa’ diyen sporcularımız sayesinde bir süre uygulansa da, hayatının önemli bir alışkanlığı haline getirilemiyor.

Oysa, fiziksel yeterlilik  ancak ve ancak mental zenginlik ile mümkün.

Farkında olan bireysel yetenekler zaten birkaç adım önde.

Yüksek performansa sahip olan dünya yıldızları için, bu meditasyon rutini bir yaşam biçimi. Binlerce seyirci önünde dahi yapıyorlar. Biliyorlar ki; dikkat ve konstrasyonun artması, mental anlamdaki iyileşmeyi beraberinde getirecek.

Tribünler ‘takımın motivasyonu yok’

Yazarlar ‘mental yorgunluk var’

Kenar yönetim ‘biz bu işi çözeriz’

Yöneticiler ‘evet yaaa’ demekten bir adım öteye gidemiyor.

Şaşırıyorum…

ÇÖZÜM…

Kenar yönetimin bütün takıma motivasyon aşısı yapması, öyle kolay değil bakalım. Bireysel çalışmalar çok önemli çünkü. Bireysel gelişim ve sonrasında ekibin dönüşmesi

Hiçbir şey bilmiyorsa sporcu; ki günümüz internet dünyasında mümkün değil bilmemek. Çünkü ‘bilmekle başlıyor her şey’ ama önemli olan ‘yapabilmek’

İster otur, ister yat ve hatta sessiz bir ortamda sakin sakin, ama çok yavaş yürü. Derin nefesler alarak o anı yaşamaya özen göster. Hepsi bu… (elbette her bir tekniğin ayrı uygulaması var; öz olsun diye en yalın halini hatırlattım.)

Başlangıç seviyesinde dahi yapılan basit bir meditasyon (pratik uygulamalar için tüm sporculara bir telefon-mail kadar yakınım) sadece 3 hafta düzenli yapılsın; mental gelişim hemen fark getiriyor.

Rakibinize olan üstünlüğünüz de artacak. İstemez misiniz ?

Nitekim binlerce sporcu deneyimi ile sabit ki; sadece 21 gün… günde maksimum 3 kez 10’ar dakika yapılan özüne dönmeler, inanılmaz olumlu değişimleri beraberinde getiriyor.

Ne kadar basit. Öyle değil mi ?

İşte bu basitlik zaten sporcuları vurdumduymazlığa ve yılgınlığa itiyor.

Futbol dünyası için örnek verirsem; alışmışlar haftanın her günü ‘ha babam-de babam’ antrenman yapmaya. Önce beşe iki; sonra biraz taktik, biraz da çift kale maç… (kimse üzerine alınmasın lütfen)

Bir de ‘canım acıdı, yoruldum, o zaman iyi antrenman yaptık’ inancı.

Oldu bitti maşallah !

Sünnet sanki…

Sözü bağlayıp özetin özetini yapalım; fiziksel kapasitenin artması mental zenginlikten geçer.

(haftaya devam edeceğiz…)

Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.

Bu haber ilginizi çekebilir