Enes Çelik, Bursaspor Kulübü Başkanlığı’na aday olduğunda burun kıvıranların sayısı bir hayli çoktu.
“Çok genç. Transfer tahtasını açabilmek için destek dahi bulamaz. Bu sezonda yerimizde sayarız” diyenlerin sayısı bir hayli fazlaydı.
Onlar seçildikten sonra verdikleri sözlerini yerine getirdi.
Hiçbir yönetimin başaramadığı, başaranların ise kulübü iki katı borç batağına soktuğu dönemde önemli işler yaptılar.
200 MİLYON LİRALIK KATKI
Enes Çelik yönetim, ilk olarak 200 milyon TL’lik bir kaynağı ceplerinden kulübün kasasına (yanındayım kampanyasına HİBE ederek) koydu.
Sonrasında transfer tahtasını açmak için hamleler yaptılar.
Gizli olarak yürütülen çalışmalar, seçimler yapılmadan önce Enes Çelik’in; yönetici arkadaşlarının, destekleyenlerin gayretleriyle en az 30 dosya için anlaşma yapıldığını adaylık başvurusunu yaptığı gün duymuştum.
O zaman bende ‘Bursaspor için kurtuluş günleri başlıyor’ diye düşünmüştüm.
Çok sevinmiştim.
TRANSFER TAHTASINI AÇTILAR
Seçim sonrasında bugüne kadar yapılmayanlar Bursaspor’da gerçekleşmeye başladı.
İlk olarak transfer tahtası açıldı.
Transferlerin yapılabilmesi için yasağın UEFA ve FIFA’dan kalktığının duyurulması beklendi.
Sonuçta olumlu cevap geldi.
Yasaklar kalktı.
Sonrasında transferler yapıldı.
SİYASİLER DESTEK VERDİ
Bu hamlelerden önce Bursa’daki tüm siyasi partilerin Bursaspor’un yanında olması çok güzeldi.
Özellikle Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen CHP’li Mustafa Bozbey’in, Enes Çelik ve yönetiminin yanında durması güzeldi.
Bu hamle, tüm siyasilerin Bursaspor’a bakışı, olumsuzdan olumluya çevirdi.
Sonrasında vekilleri, belediye başkanlarını maçlarda tribünde görmek beni mutlu etti.
TARAFTARDAN BÜYÜK DESTEK
Enes Çelik yönetiminin transfer tahtasını açmasıyla birlikte Bursaspor’a küsen tüm yeşil beyaz sevdalıları yeniden takımın yanında durmaya başladı.
Kombinelere hücum edildi.
Bursa’da oynanan 3. Lig maçında dünyada eşi benzeri olmayan, 41 binin üzerinde taraftar takip etti.
Böyle bir rekor dünyada yoktu!
Bırakın Avrupa’yı, tüm dünya ülkeleri Bursaspor’u konuşmaya başladı.
TÜRKİYE BURSASPOR’U KONUŞTU
Bursaspor’un Kahramanmaraş maçında Teksas Tribünü’nün ‘Kadına yönelik şiddete tepki’ için açtığı pankart ve öldürülen 298 kadının isimlerinin tek tek yazılarak açması harikaydı.
Taraftarların bu hareketinin, tüm televizyonlarda kadın programlarında, ana haberlerde yer alması, Bursaspor’u yıllar sonra Türkiye’nin gündemine oturttu.
Bu nedenle emeği geçenleri, başta Bursaspor’un kadın platformu Yeşil İnciler olmak üzere canı yürekten kutluyorum.
ALKIŞLAR BATALLA’YA
Enes Çelik yönetimi, Bursaspor’un en büyük sorunlarını çözmeye devam ediyor.
Futbolculuk döneminde alacakları ödenmeyen Pablo Martin Batalla’ya kulübün 750 bin doların üzerinde bir borcu vardı.
Batalla, Bursaspor sevgisi nedeniyle kulübü yıllardır mahkemeye dahi vermemişti. FIFA’ya şikayet etmemiş ve kulübün ödeme yapmasını beklemişti.
ALKIŞLAR ENES ÇELİK’E
Bursaspor Kulübü Başkanı Enes Çelik, yıllardır ödenmeyen borcu bitirmek için hamle yaptı. Pablo Martin Batalla alacağından inanılmaz derecede fedakarlık yaptı.
Sonrasında, ikili dün el sıkıştı ve Bursaspor Kulübü önemli bir borç yükünden daha kurtuldu.
Bursaspor’un borcunu 1,6 milyar liradan yarı yarıya azaltan Enes Çelik yönetimi alkışı gerçekten fazlasıyla hak ediyor.
Şimdi Bursaspor’dan alacaklı olan eski başkan ve yöneticilerin, aynı Batalla’nın yaptığı fedakarlığı yaparak alacaklarının büyük bölümünü silmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Olur mu?
Bilemiyorum.
Ama tek temennim bu yönde…
TOFAŞ SALONU VE BASIN
Bir de kendi sorumuzu buradan paylaşmak istedim.
Öncelikle Yüzüncü Yıl Atatürk Stadyumu’nda basın tribünü en üstte.
Her maçı kuşbakışı izlemek zorunda kalıyoruz. Eskiden ekranlardan maçı takip ederdik. Şimdi lig düştükçe masalarımızdaki monitörler de kaybolup gitti.
İnanın burada maç izleyip, yazmak çok zor. Bu monitörlerin, tv kanallarının verdiği maçlarda yine basın tribününe konmasını yetkililerden rica ediyorum.
Öncelikle basın tribünün yeri yanlış.
HER ŞEY PARA DEĞİL
Gelelim en büyük sıkıntı çektiğim Nilüfer’deki Tofaş Spor Salonu’na…
Eskiden basın tribünü Protokol Tribünü’nün yanındaydı.
Tofaş Kulübü burayı para kazanmak için VIP tribününe dönüştürdü.
Salonun zeminine, pota arkasına bir basın tribünü yapıldı.
Buraya kadar her şey güzel.
Ama bu kez basın tribünün önüne iki sıra saha içi koltuğu koldular.
SAHAYI GÖRMEK İMKANSIZ
Bunlar konulunca biz maçı izlerken, yazarken, ne sahayı görebiliyoruz, ne de başka bir şeyi…
Bir de önünüzde oturanlar her pozisyonda ayağa fırlayınca sıkıntı giderek büyüyor.
Uyardığımızda ise insanların tepkisi ile karşı karşıya kalıyoruz.
Burada maç izlemek ve yazmak gerçekten işkenceye dönüştü.
Tamam, kulüplerin para kazanması güzel. Ama basın mensupları da en azından maç yazanlar (seyretmeye gelenler değil) bu işkenceyi hak etmiyor diye düşünüyorum.
Basın tribünlerinin en azından İstanbul’daki spor salonlarındaki gibi olmasını arzuluyorum.
En azından Cengiz Göllü Voleybol Salonu’na yapılan basın tribünü gibi yapılmasını arzuluyorum.
Özellikle üyesi olduğum TSYD’nin bu soruna bir çözüm bulmasını diliyorum.
Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.
Bu haber ilginizi çekebilir