Pablo, derin duygular içindeyim sana karşı…

Bursaspor ilk yarıyı namağlup lider bitirdi.Rekor üstüne rekor kırdı. Bunun için yönetime, teknik heyete, futbolculara, taraftara sonsuz teşekkürler. Ama Karşıyaka maçından ayrılırken içim buruk kaldı. Boğazım düğümlendi. Bu oyun böylesi bir ilk yarının finaline yakışmadı.

Avatar photo Celil İnce2 hafta önceSon güncelleme 15 Aralık 2024 - 10:26

Maç bitmiş, üzerinden iki saat geçmiş; Bursaspor-Karşıyaka maçı ile ilgili bilgisayar başına oturduğumda dahi kafam allak bullaktı.

Bir yanım öfkeli, bir yanım coşkulu…

Bir yanım Pablo’ya kızıyor, bir yanım futbolculara…

Duygular karmakarışık.

Bir ara ‘neden böyle, niye bu duygular içindeyim?’ diye durdum.

Galiba çözdüm de…

 

GECE VE GÜNDÜZ…

Bugün stada gelen bir çok insan muhtemelem benimle aynı duyguları yaşadı.

Onlara da tercüman olacağımı düşünüyorum.

İçimizde buruk bir sevinç.

Boğazımızda bir şeyler düğümlendi.

Gece ve gündüz…

Haydi bakalım başlayalım.

 

BU GÜZEL İLK YARI İÇİN HEPİNİZE MİNNETTARIM

Önce işin gündüz tarafı…

Başkan Enes Çelik başta olmak üzere tüm yönetim kuruluna,

Teknik patron Pablo Martin Batalla başta olmak üzere tüm teknik heyete,

Kaptan Ahmet İlhan Özek başta olmak üzere tüm futbolculara,

Selim Kurtulan ve diğer amigolar başta olmak üzere tüm taraftarlara,

İlk yarı için sonsuz teşekkür ediyorum.

Biz Bursasporlular’a mükemmel bir ilk yarı yaşattılar.

Yıllardır unuttuğumuz güzellikleri yeniden görmemizi sağladılar.

Rüya gibiydi…

Yönetim kurulu, darmadağın bir camiayı topladı, bir hedef etrafında kenetledi.

Teknik heyet ve futbolcular; namağlup, en az gol yiyen, en fazla gol atan lider bir takım ortaya koydular.

Taraftarlar, iç ve dış sahadaki duruşları, şovları ve takımlarına olan destekleri ile tüm Türkiye’ye örnek oldular.

Tüm bu güzellikler için herkese minnettarım.

Bunu unutmayalım, yazımın bundan sonrasını okurken de aklımızın bir köşesinde tutalım.

Şimdi gelelim gece tarafına; Karşıyaka maçı özelinde saha içine…

OYNA, GÜCÜNÜN SON DAMLASINA KADAR OYNA…

2010 yılında şampiyon olduğumuzda koca sezon dilimizde bir Real Madrid bestesi vardı. O sezona renk katmıştı.

Bu sezona dair de bir çok renk var elimizde; tribünler, rekorlar, yeni besteler vs…

En güzel renklerden birisi de Karşıyaka ile olan tatlı atışmalar… Sezon başında girilen rekabet. (Gerçi İzmir ekibi şimdi çok geride kaldı ama olsun yine de bu sezon bizim itici güçlerimizden birisi oldular.)

Bu atışmalar hem bizim tarafa hem de Karşıyaka tarafına motivasyon kaynağı…

İki camianın da bu durumu kötü bir noktaya taşımayacağını düşünüyorum.

Dolayısıyla…

İşte o rakibini, 42  bin 680 kişinin hazır olduğu coşkulu bir ortamda ağırlıyorsun… 

Tüm Türkiye seni izliyor. 

Oyna, alabildiğine oyna. Gücünün son damlasına, nefesinin kesilme noktasına kadar oyna

Sonra yüksel yükselebildiğin kadar.

Ama olmadı, teknik ekip ve futbolcu kardeşlerim bunu başaramadılar.

42 bin 680 kişi stattan, milyonlar ekranları başından buruk ayrıldı.

 

OYUN FAKİRİ OLDUĞUMUZ MAÇLAR OLDU AMA RAKİP KARŞIYAKA DEĞİLDİ

Televizyon başında ‘Şu Bursaspor’u bir izleyelim hele’ diyenlere mahçup olduk.

Eminim onlar ‘Bu mu bu sezon yerlere göklere konulamayan Bursaspor’un futbolu?’ dediler.

Tribünler görevini yaptı, saha içinde futbolcular yapamadı.

Bu tarz ‘oyun fakiri’ olduğumuz maçları bu sezon elbette yaşadık.

Lakin o zaman rakibimiz Karşıyaka değildi!

BÖYLE BİR MAÇTA KAZANAMAMAK PABLO’YA EKSİ YAZAR

Bursaspor camiasının bu kadar motive olup anlam yüklediği bu maçta kazanamamak; kaybetmediğimize sevinmek ve dahi sahadaki futbolun bu kadar ezik olması en başta teknik patron Pablo Martin Batalla’ya eksi yazar.

Pablo’nun kadro tercihlerine baktığımızda, maça orta alanda Barış Dalkıran ile başlamasının hiç bir pozitif getirisi olmadığını gördük.

Arjantinli teknik adam, iki kontenjan tercihini sakatlıktan çıkan Abdullah Tazgel ile sol bekte ve 8 numara pozisyonunda da Barış Dalkıran ile kullandı.

Böyle yapınca Yiğitali Bayrak‘ı kenarda oturttu.

 

BATALLA’NIN TERCİHLERİ…

Başka ne yapabilirdi? Musa’yı kenarda oturtup, Yiğitali ile başlayabilirdi. Sedat’ı orta alanda düşünmeyebilirdi.

Lakin Musa geçen haftanın yıldızlaşan ismi. İç sahada Sedat’ın hücum gücünü kulllanmamak olmaz.

Kontenjanı orta alanda kullanmayıp, sağ bekte Eren Tunalı ile kullanabilirdi.

Ancak iç sahada Hamza Gür’ün hücum katkısını almamak da olmaz…

Biz maç oynanırken veya sonrasında, teknik adamın tercihlerinin sağladığı katkıya göre yorum yapıyoruz. Taraftar da öyle…

Bu durum da gayet normal.

Teknik adamın bizden farkı, maç oynanmadan bu tercihini yapıyor.

Bu tercihinin sonucu bakımından da takdir alıyor veya eleştiriliyor. Şimdi yaptığımız gibi…

KARŞIYAKA İÇİMİZDEN GEÇERKEN AYAKTA KALAN 3 İSİM

Karşıyaka, daha maçın ilk dakikasından itibaren ilk yarıda oyun ve taktik olarak Bursaspor’un içinden geçti.

İlk yarıda ve maçın genelinde ayakta kalan üç oyuncumuz vardı; kaleci Anıl Atağ, savunmanın göbeğinde Taha Can Velioğlu ve Furkan Saki…

Anıl, benim saydığım üç net kurtarış yaptı, direkte patlayan topta şans bizden yanaydı.

Taha Can ve Furkan, orta alandan kopup gelen, kanatlardan sıyrılıp akın eden Karşıyakalı oyunculara karşı ve az adamla yakalandığımız kontrataklarda kritik müdahaleler yaptılar.

Yoksa farklı bir skorla ilk mağlubiyeti yaşamak içten bile değildi.

 

İLK YARI HAMLE BEKLEDİM

Elbette ikinci yarı böyle gitmezdi. Pablo ve teknik heyetin ilk müdahalesinin Barış’ın yerine Yiğitali Bayrak olacağı maçın başından belli.

Ancak ben daha ilk yarıda orta alan krizine mühadale bekledim.

İkinci yarı önce Yiğitali  sonra Furkan Özyapı hamlesi, orta alanı biraz toparladı.

İşin doğrusu ilk yarıda olduğu gibi kanatlarımız da; sağda Ahmet İlhan, solda İlhan Depe ile önceki maçlardaki gibi çalışmadı, verimli olmadı.

Mücahit Can Akçay, gole en yakın isim olarak kaleye şut atamadı.

KIRILMA ANI, BURSASPOR’UN VERİLMEYEN PENALTISI

Hücum silahlarımızın hiç bir şekilde çalışmadığı bir maçta, kırılma anı verilmeyen penaltı oldu.

65.dakikada çok net izlediğim pozisyonda Hamza Gür sağdan ortaladı, Sedat Cengiz iyi yer tutmuşytu ceza sahası içinde yükselip kafayı vurdu. Karşısında Karşıyakalı İsmail Güner de elleri açık şekilde yükseldi ve top eline çarptı.

Hakem devam dedi. Halbuki bu çok net bir penaltıydı.

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu da tribünden bunu gördü ve izledi!

Bu büyük hata olmasa belki bu yazı bambaşka bir hal alır, maçın gidişatı başka olurdu.

MUSTAFA REŞİT AKÇAY DERSİNE İYİ ÇALIŞMIŞ

Pablo Martin Batalla‘yı futbolcu olarak izledim, geçen yıl Nilüfer’in başında olduğu dönemde teknik adam olarak takip ettim. Bu yıl hiç maç kaçırmadım.

O’nu seviyorum ve takdir ediyorum.

Mustafa Reşit Akçay, bizi iyi etüt edip önlemlerini almış, belli.

Karşıyaka’nın hücum istatistikleri, şutları vs. çok iyi. Bursaspor’un ise çok kötü.

Rakamlara bakınca inanın kaybetmediğimize şükrediyorsunuz.

 

DAHA İYİ FUTBOL OYNAYARAK DEVAM EDELİM

Ben Karşıyaka maçında Pablo Martin Batalla’dan daha iyi bir taktik anlayış, daha proaktif bir saha içi yönetimi, maça daha çabuk müdahaleler bekledim.

Olmadı. Ne yapalım sağlık olsun.

Onca güzelliklerle geçen bir ilk yarıyı, namağlup lider bitirdik.

İkinci yarıda da daha iyi futbol oynayarak bu çizgimizi devam ettireceğiz.

Ben bunu bekliyorum.

Bursaspor camiası Enes Çelik ve yönetimini, Pablo Martin Batalla ve teknik ekibini, Ahmet İlhan Özek ve bu takımı sevdi, sevmeye devam edecek.

Yayınlanan makalelerde belirtilen görüşler ve fikirler sadece yazarın/yazarların görüşüdür. Yayınlanan içeriklerle ilgili bütün sorumluluklar yazarlara aittir.

Bu haber ilginizi çekebilir