Bursasporlu olmak, Bursaspor’u sevmek ve Bursaspor’a hizmet etmek, kuruluşun gerçekleştiği ilk günde zordu, bugün de zor…
60 yıl boyunca her Allah’ın günü hem saha içinde hem de saha dışında çevresinde ne kadar rakip, ne kadar düşman varsa her biriyle göğüs göğüse mücadele ederek büyüyen olgunlaşan ve en nihayetinde bir Anadolu devrimine imza atan bu onurlu büyük camia, ne zaman kendi içinde bölünmeye başladı işte o zaman zorlukların en büyüğü ortaya çıktı.
Kardeşin kardeşe sırtını dönmesi bir milattı.
Bizi şampiyonluğa taşıyan eller birbirinden ayrılıp, yumruklar birbirimize sıkılmaya başladığı anda da maalesef bugün geldiğimiz sürecin temelleri atılmış oldu. Bunda hepimizin herkesin sorumluluğu olduğunu kabul etmek, bu kabustan kurtulmanın en vazgeçilmez adımı olacaktır. Birinci şart budur. Sadece ben ve benim çevremdekiler değil herkesin yüreğinin yandığını biliyorum.
Herkesin bu felaketten kurtulmak istediğinin farkındayım. Büyük bir duvar inşa edebilmenin tek yolu, her bir tuğlaya ihtiyacımızın olduğunu fark etmektir.
Yönetim kurulunun kongre kararı almasından sonra hemen sonra özellikle sosyal medyada Başkan adayı olacağıma ilişkin bazı paylaşımlar yapılmış, ardından bizzat arayan yakın tanıdığım ve önemli iş insanları da destek olacaklarını ilişkin düşünce ve duygularını paylaşmışlardır.
Onlara söylediklerimi kamuoyuna da ifade etmek isterim. Her ne şartta olursa olsun, kulübümüz hangi süreci yaşarsa yaşasın bu renklere hizmet onurların en büyüğüdür. Ancak mesele birinin ya da birilerinin Başkan olmasıyla çözülebilir bir mesele değildir.
Bu şehrin problemi bu şehrin seçmiş olduklarıyla, bu şehri yönetenlerle ve sorunun değil çözümün bir parçası olma potansiyeline sahip olanlarla bir masa etrafında toplanarak çözülebilir.
Biraz önce söylediğim gibi bir duvar inşa edeceksek bir tek tuğlaya bile ihtiyaç duyulurken, ben şahsım ve çevremle, bir değil birkaç sıra o duvarın parçası olmaya bugün de hazır olduğumun bilinmesini isterim
Bu haber ilginizi çekebilir